çikolata / Les chocolats

3 septembre 2013

Temps de lecture : 2 minutes

Story in turkish:

çikolata

Annemin bana anlattığı gerçek bir hikayeyi onu ağzından aktarmak istiyorum : “On altı veya on yedi yaşlarındayken ailemizle birlikte deniz kenarında bulunan köyümüze gittik . Orada çok toplu taşıma aracı yoktu. Denize gitmek için otostop çekiyorduk. Yerli halk otostopçuları araçlarına almaya alışkındı. Grubumuzda dokuz ya da on kişiydik ve ne şans ki çikolata kamyonunu durdurduk . Bu araç köydeki bakkallara çikolata dağıtımı yapıyordu.Kamyon şoförü bize ‘’Sizi sahile götüreceğim fakat lükten çikolataları yemeyin, sayıları belirli!’’ dedi. Biz de kabul ettik ve çikolata dolu kamyona bindik. Karanlıktaydık fakat çikolataları kuzenimin çakmağının ışığıyla gördük. Her birimiz üç veya dört adet çikolata yedik ve ambalajlarını sakladık ; fakat karanlıktan dolayı suratlarımızı görmemiştik. Ağzımızın etrafında çikolata kalıntıları kalmıştı. Vardığımız zaman şoför bize ‘’Suratınızı köpek yalasa bile doyardı’’ dedi. Başta çok utanmıştım ama herkes gülmeye başlayınca ben de rahatladım. Şoför de bize bağırmadı daha sonra o da gülmeye başladı.”

Histoire en français:

Les chocolats

Quand j’avais seize ou dix-sept ans, me dit ma mère, on est allé en famille a notre village, qui est au bord de la mer. Là-bas il n’y avait pas beaucoup de moyens de transport. Pour aller à la mer on faisait de l’auto-stop. Les gens de ce village étaient habitués à prendre des auto-stoppeurs.

On était huit ou dix jeunes dans notre groupe et par chance un camion de chocolats s’est arrêté. Il distribuait des chocolats aux magasins du village. Le chauffeur de ce camion nous a dit ‘’Je vais vous emmener à la plage mais s’il vous plait, je connais le nombre des chocolats, n’en mangez pas! On a accepté et on est monté dans le camion qui était rempli des chocolats. On était dans le noir mais on les a vus avec la lumière de briquet de mon cousin. Nous avons mangé chacun trois ou quatre chocolats et on a caché les emballages mais on ne voyait pas nos visages à cause de l’obscurité. Tout autour de nos bouches il y avait plein de chocolat. Quand on est arrivé, le chauffeur nous a dit que si un chien léchait nos lèvres, il serait rassasié. Au début, j’ai eu honte, mais après tout le monde a commencé à rire et je me suis détendue et le chauffeur ne nous a pas disputé.